Genel

“Ye-me, İç-me” Sektörü olmamak için..

Evet dört gözle normalleşme bekliyoruz. Evlerimizden çıkıp işimize, sevdiklerimize, bizi bekleyen zevklerimize koşmayı sabırsızlıkla bekler olduk. 

Bu süreç içinde sürekli duyduğumuz bir öngörü mevcut artık. Artık pandemi süresinde kazanılan alışkanlıklarla hayatımıza devam edeceğimiz ve bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı. 

Bence önümüzdeki dönemde iki farklı tüketici oluşacağı kesin. İlki normalleşme süresini hızlı aşan ve eski düzende hayatına devam eden, diğeri ise bir daha kazandıkları alışkanlıklardan vazgeçmeyip hiç bir şekilde normale dönmeyen-dönemeyenler. Kim ne kadar dönüşecek zamanla göreceğiz. 

Peki işletmeleri bu iki grup nasıl etkileyecek ve işletmeler geleceklerini nasıl olumluya dönüştürecekler?

Normalleşmenin getireceği rahatlama ile yeni dalga olacağı konuşmaları varken kimsenin işi kolay olmayacak. Böyle bir durum karşısındaki tek silahımız ise artık nasıl davranacağımızı daha iyi biliyor olduğumuzdur. Ama bir taraftan da durumu düzeltmeden beklemek ölüm fermanı imzalamak anlamına da geliyor. Dönüşümün başlamasının anahtarı ise ne yazık ki “nakit”. Çek lafını artık unutabiliriz bu arada. Hatta vadeli ödemeleri kabul eden firmalarında artık kaybettikleri vade farklarını yansıtacağı da kesin. Bu durumda işletmeler için paranın kontrolü en önemli hayatta kalma anahtarı oluyor. Her şeyden önce hayatta kal sonra dönüşüm için uygulamalara başlamak en kolayı. 

Peki bu parayı nasıl yönetmeli.

Girişler ve çıkışları kontrol altına alalım. Kira, sabit ödemeler, enerji, mal satınalmaları vb. Haziran ayı ve temmuz ayı için acele etmemek ve bu kalemler için sıkı bir disipline girmek gerekiyor. Herkesin beklentisi her şey bitti denildiğinde veya kafe ve restaurantlar yarın açılacak denildiğinde kapıda kuyruk görüp 1 hafta hiç bir yerde yer bulunamayacağı. Keşke, ama çok zor bir hayal. Yukarıdaki ikinci grup bunu şuan yaşatacak gibi görünmüyor diğeri ise elinde çokta harcayacak geliri olmamasından dolayı daha ihtiyatlı artık. Yani basit bir ifadeyle geçen seneki ay cirosunun %30u ilk açılış ayı için, geçen seneki bir sonraki ay cirosunun %50’i sonraki ay cirosunda gerçekleşecek rakam desem kahinlik etmiş olmam sanırım. Senaryo kötü görünse de en kötüsüne hazırlık yapmak daha doğru olacaktır.

Bu durumda ekibi, sabit giderleri, mal alımlarını bu tarz öngörülere göre yapmak “Nakit” akışınızı gider kalemlerinde doğru yönetme fırsatı verecektir. 

Maliyetler yükseleceğini unutmayalım.

Sosyal mesafe zaten kapasiteyi düşürürken geliri de zayıflatacak. İşçilik ve kira kalemleri aynı veya daha da düşürülse de toplam gelirin düşmesinden kaynaklı değişen bir olumlu görmek zor. Her ne kadar yasal düzenlemesi olmasa da mal sahipleriyle ciro üzerinden kira görüşmeleri yapılmadıysa hiç vakit kaybetmeden hemen yapılması gerekmekte. Zira onlarda normalleşme bekliyor! 

Helen yazılanları okuyorsanız sanırım bazılarınızın aklına menü fiyatlarına zam yapmak gelmiş olabilir. Eğer satış fiyatlarını daha da yükseltirseniz bu durum karşında tüketici talebi düşürecektir.

Her taraftan kıskaca alınmak…

Ne yapmalı?

  1. Karamsarlık hayatımızda son 3 aydır var. Bence hiç olmadığı kadar fazla kaldı hayatımızda. Önce ondan bir kurtulalım. Kendimize, ekibimize varsa markamıza inanalım.
  2. Nakit finans durumunuzu gelir öngörümüze göre ileri 6 ay için tekrar tasarlayalım. Kademeli bir gelir yükselişi ama çok küçük adımlarla olmalıdır.
  3. Yasal anlamda dayanağımız olmasa da en azından bu sene sonuna kadar ciro üzerinden kira için hemen mal sahipleriyle görüşelim. Öteleme kullananlar şimdi ben bunu nasıl teklif edeceğim demesin, sen yoksan aynı yere kiracı bulması emin ol 1 sene olmayacaktır.
  4. Diğer kalemleri düşürmenin yolu, şu kabarık menülerden kurtulmaktan geçiyor. Bildiğim, takip ettiğim çoğu zincir markaların menüleri inanılmaz kalabalık. Bu da mal finansmanı ve operasyonel maliyetleri yükseltiyor. Tüketiciye mevcut menünün 3/10 ü kadar bir menüyle hazırlanın. Yıl sonuna kadar bu menüyü kullanmanızı emin olun tüketici anlayacak ve destek bile olacaktır. Zaten eğer içecek konseptiyseniz sizi tercih sebepleri lokasyon, konfor, popülerlik ve duygusal iletişim modlarıdır. Bunlar da menüde zaten yok! Yiyecek odaklı bir konseptseniz de satışınızın %60-70’i, ilk 20 üründür. Seni en iyi anlatan ve tüketicinizin en çok tercih ettiği ürünleri daha iyi anlatma fırsatı bu dönemde kaçmamalıdır.
  5. Daraltılmış menülerin de porsiyon gramajları ve garnitür eşleştirmelerini daha iyi hazırlamak, maliyeti düşürülmüş daha nitelikli sunumlar yapmak gerekmektedir. Mekanlarda sunulan her ürünün paket servis talebi alacağını varsayarak reçete hazırlamak ve uygun ambalaj edinmek gerekmektedir.
  6. Yeni menü basımından ziyade, dijitalleşme de önemli bir unsur olacak. Sizin müşterinizin tekrar sıklığını arttırmak hedeflerden bir tanesi. Bu durumda loyalt sistemler ve temassız güvenli menüler müşterilerinizi rahatlatan ve yeni fırsatlar tanıyan bir durum olacak. Şu sıralar hazırlıkların yapılması için iyi bir dönem.
  7. Gıda, çalışan ve müşteri güvenliğinin sağlanması diğer bir gelir kalemi. Yeni maliyet kalemi gibi görünse de yapılması gereken önleyici ve düzenleyici tedbirlerin süreklilik ve iyi anlatılması orta vadede gelir kalemine dönüşecektir. İki vida ile tutturulmuş dezenfektan sıvı kutuları yerine standlı ve temassız dezenfektan aparatları kurmanızı tavsiye ederim. Müşterinizi rahatlatan anlatımların stant üzerinde yazması ve doğru mesajlar vermesi atlanmamalıdır. 

Anlatılmak istenen “ye-me, iç-me” olmamalı,

“Siz bizim için değerlisiniz” hiç bu kadar önemli ve anlamlı olmamıştı. Kim için söylendiği ise artık belli sanırım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir